Skip links

MİDE BYPASS

Gastrik bypass ameliyatlarında midenin büyük bir bölümü bypass edilerek küçük hacimli (yaklaşık 30-50 cc) bir mide bölümü hazırlanarak ince bağırsaklara dikilir.

Bu ameliyatta hem diğer obezite cerrahisi ameliyatlarında olduğu gibi mide hacminin küçültülmesi hem de bağırsakların bir bölümünün devre dışı bırakılarak, tüketilen yiyeceklerin bir kısmının emilmeden atılması hedeflenir. Böylece hastalar hem daha az gıdayla doyar, hem de aldıkları gıdanın bir kısmı emilir.

Operasyon Süreci

Mide Bypass Nasıl Uygulanıyor?

Gastrik bypass cerrahisi de diğer obezite ameliyatları gibi genellikle laparoskopik yöntemle yapılır. Karın bölgesine açılan küçük kesilerden girilerek ameliyat gerçekleştirilir. Gastrik bypass ameliyatları için robotik cerrahi yöntemi de kullanılmaktadır.

Ameliyattan Sonraki Dönem

Cerrahiden sonra, küçük miktarlarda gıda alınmasıyla hastalar kolayca doygunluk hissedebilir ve bir süre sonra bu tokluk iştah kaybına dönüşmektedir.

Total gıda alımı anlamlı şekilde azalır. Yeni oluşturulan midenin küçülmüş boyutuna ve azalmış gıda emilimine bağlı olarak, gerekli vitamin ve mineral desteklerin kullanımı için cerrahın ve diyetisyenlerin talimatlarının izlenmesi gerekir.

Böylece hasta vitamin ve mineral kaybı yaşamadan kilo verebilir.

Gastrik Bypass İçin Kimler Adaydır ?

Vücut kitle indeksi-body mass index (VKİ-BMI) 40’ ın üzerine olan Morbid obez hastalar gastrik bypass için adaydır. Özellikle tip 2 diyabet, hipertansiyon ve yüksek kolesterol düzeyi gibi ilave hastalıkları olan obezlerde Gastrik band ve sleeve gastrektomi yerine gastrik bypass tercih edilir. Ayrıca süper obezlerde VKİ ≥ 50 olan hastalarda tercih edilebilir.

VKİ 35-40 arası olan obez hastalar obeziteye bağlı diyabet, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği vb. eşlik eden hastalıkları var ise gastrik bypass için adaydırlar.

Riskler

Gastrik bypass cerrahisinin birçok riskleri vardır. Bu risklerin bazıları çok ciddidir. Bununla ilgili doktorunuzdan detaylı bilgi edinilmelidir.

Cerrahi ve anestezi ile ilgili başlıca riskler şunlardır:

  • İlaçlara karşı alerjik reaksiyonlar
  • Emboli: bacaklarda oluşabilen kan pıhtıları akciğerlere gidebilir.
  • Kanama
  • Solunum güçlüğü
  • Kalp krizi (ameliyat sırasında veya sonrasında)
  • Enfeksiyon: ameliyat yeri, akciğer (pnömoni), mesane veya böbreklerde
  • Mide ve barsak anastomoz yerinde kaçak
  • İnce bağırsak tıkanması

Hemen Fiyat Al!

Fiyat teklifi almak ister misiniz?
Bize telefon numaranızı gönderin, sizi arayıp bilgi verelim.

Gastrik Bypassın Yararları

Çoğu kişi ameliyattan sonra ilk ay 10 ila 15 kilo kaybeder. Kilo kaybı hızı zamanla azalacaktır. Gastrik bypass sonrası fazla kiloların verilmesinde başarı oranı sleeve gastrektomiden daha yüksektir. Her iki yöntemde de gıda alımı sınırlanır. Gastrik bypass da ilave olarak gıda emilimi azalmıştır. Dolayısıyla fazla kiloların kaybında sleeve gastrektomiden göreceli olarak daha üstündür.

Ameliyattan sonra 1 yıl içinde fazla kiloların % 75 kaybedilir. Fazla kiloların kaybı 2. Yıl % 80-90 oranına ulaşır. Fazla kiloların kaybıyla birlikte obeziteye eşlik eden hastalıklarda da belirgin bir iyileşme görülür. Kişinin kendine özgüveni geri gelir. Ayrıca diz ve bele olan yükün belirgin bir şekilde azalmasıyla diz ve bel ağrılarının büyük bir bölümü kendiliğinde geçer.

OBEZİTEYE BAĞLI HASTALIKİYİLEŞME ORANI (%)
Astım82
Gastroözofageal reflü hastalığı ( GÖRH )90
Hipertansiyon60-70
Yüksek kolesterol düzeyi94
Obstrüktif uyku apnesi75
Diz ve ayak eklemlerindeki osteoartrit85
Tip 2 diyabet70-82
Depresyon72

Tek başına Bypass ameliyatı kilo kaybı için yeterli tek çözüm değildir. Daha az yemekle daha az kalori alınabilir. Kalori harcanması da artırılmalıdır. Bu da egzersiz ile mümkündür. Ameliyat sonrası dönemde komplikasyonları önlemek için, doktor ve diyetisyenin verdiği egzersiz ve beslenme kurallarına uymak gerekir.

Obezite cerrahisi sonrası geç dönemde görülen riskler (komplikasyon) de vardır. Gastrik bypass cerrahisi sonrası bu riskler sleeve gastrektomiye oranla daha fazladır. Vitamin ve mineral eksikliği % 10-15 oranında görülür. Periyodik kontrollerde vitamin ve mineral eksikliği görüldüğünde eksikliği belirlenen vitamin ve mineralin replasmanı gerekir.

  • Anemi, vitamin / mineral eksikliği, protein malnütrisyonu, geçici saç dökülmesi:
  • Duodenum ve ince barsağın ilk bölümünün devre dışı bırakılması demir ve kalsiyum emiliminin azalmasına neden olur. Bu durum demir eksikliği anemisi için bir yatkınlığa neden olabilir. Demir emiliminin azalması aşırı adet veya hemoroid kanaması olan kadın hastalarda ciddi demir eksikliği anemisine neden olabilir.
  • Kadınlarda özellikle menopoz sonrası osteoporoz riski zaten vardır. Kalsiyum emiliminin azalması bariz osteoporoza neden olabilir
  • B12 vitamini eksikliğine bağlı kronik anemi oluşabilir. Sorun genellikle B12 vitamini hapları veya enjeksiyonları ile tedavi edilir.
  • “Dumping sendromu” olarak bilinen bu durum mide içeriğinin ince barsağa hızlı boşalması sonucu olarak meydana gelebilir. Çok fazla şeker veya tatlı, büyük miktarda yiyecek tüketilmesi ile tetiklenir. Genel sağlık için ciddi bir risk olarak kabul olmasa da, bazen son derece rahatsız edici olabilir ve yemekden sonra mide bulantısı, halsizlik, terleme, baygınlık vb, görülebilir.. Bazı hastalar ameliyattan sonra tatlıları tolere edemezler.
  • Hastaların hızlı kilo vermelerini takiben safra kesesi taşı gelişebilir.
Home
Account
Cart
Search